Kağıthane Mutlu Son Masaj Esra Hanım
Kağıthane Mutlu Son
Kağıthane Mutlu Son Sanki kendine bir erkek gaslıyle dışarıdan bakıyordu ve gördüğü şeyler çok hoşuna gidiyordu. Bu kalçalar, bu ince bel ve yürüyüşteki endam onu tahrik ediyordu. Sonra da ne kadar güzel bulunduğunu ve beraber olduğu erkeğe büyük bir tutku ve zevk yaşatacağını düşünüyordu. Kendisiyle sevişmek iyi mi bir şeydi acaba? Bunu hep merak ederdi.
Kim bilir bu merakından dolayı her sevişmesinde kendinden geçip karşısındaki erkeğin içine giriyor, ruhuna işliyordu. Yatak odasında çfakatşır çekmecesinden mütevazi, üzeri puanlı, siyah bir iç çfakatşırı takımı giydi, yarı transparandı. Üzerine sadece siyah bir hırka geçirdi, tablet bilgisayarını aldı ve mutfağa geçti. Rolling Stones’un Black and Blue albümünü açıp, kendine bir çay koydu, kızarmış ekmeğini alıp masaya oturdu. Mutfaktaki masa mini bar benzer biçimde salona açılıyordu. Kahvaltısını ederken bir yandan da az önce yazdığı cümlenin ne gibi yorumlar almış olduğuna, ne kadar paylaşıldığına bakıyordu.
Kağıthane Mutlu Son
Kağıthane Mutlu Son Çok mu sert oldu acaba, bunlar bu tür laflardan da anlamazlar, en iyisi sakin olduğumu belirten bir cümle yazayım, diye düşünerek yeni bir şeyler yazdı. Kahvaltısını bitirince kendine bir çay daha alıp yatak odasına geçti. Seçtiği elbiseyi üzerine giydi, ucunda bir gürz bulunan siyah uzun sallantılı küpeler, siyah taşlı bir yüzük ve bilezik taktı. Kirpiklerine rimel, yanaklarına pembe bir allık sürdü sadece. Bunları yaparken biraz çayından yudumluyor, kendini beğeniyle izliyor ve müzikle hafifçe salınıyordu.
Çantasını hazırlarken akşam Fuat’la buluşma ihtimalini göz önünde bulundurarak yanına arkası ve topuklarının üstü metal perçinlerle kaplı siyah, süet topuklu ayakkabılarını da aldı. Bu ayakkabıları bir tavsiye üzerine almıştı, aynı zamanda tanımadığı uzun zamandır yazıştığı gizli bir fanatikının tavsiyesiyle. Sivri ve ince topuklarının orada bir gürzdeki şeklinde sivri, çivi şeklinde çıkıntılar vardı, burnu sivriydi, altı köseleydi ve çok zarifti. Hem böyle dişi bununla birlikte tehlikeli bir ayakkabının onun o yüce ayaklarına çok yakışacağını yazmıştı o hayranı. Hırkasını üzerine geçirip, ayağına da rahat bir babet giyip işe gitmek üzere dışarı çıktı. Önceden çok sık işe gitmezdi Mine. Yazılarını teslim etmek için arada bir uğrardı. Ne olduysa her şey geçenlerde yazdığı bir yazı yüzünden oldu.
Son yorumlar